ALLAH biliyor ya!.. Hemen itiraf etmeliyim ki, zannedilecegi kadar "çiçegi burnunda" yeni bir gazeteci degilim. Bundan tam 30 yil önce 1963 ilkbaharinda çok kisa bir süre için bile olsa, Babiali kaldirimlarini arsinlayanlar içinde bendeniz de bulundum efendim. O zamanlar Safa Kiliçoglu Bey’in gazetesi Yeni Sabah’ta çalisir (!) hangi akla hizmetse "Sami Sibemol" takma adiyla, haftalik müzik agirlikli yazilar yazardim. Bir gün yazi isleri müdürümüz Nezih Demirkent Agabey sayfamdan söyle okkali bir paragrafi çikarttirmis, ben de 20 yasin alinganligi ile küsüp gazeteciligi birakmistim. Neydi o paragraf: Nasil anlatsam bilemiyorum... Hani müzik sayfasi hazirliyoruz ya... Hani biz de yeni yeni taniniyoruz ya... Nasil olsa takma isimle yaziyoruz, kimse anlamaz diye bir yüklenmisiz ki: "...geçen gün Baris Manço diye genç ve istidatli bir sanatkarin konserine gittim (dikkat buyurun giden de ben, konseri veren de ben, yazan da ben)... Üff ne acayip söylüyor... Galiba böyle bir sarkici daha gelmedi musiki alemine... Ayrica kizlar da ona bayiliyor... vs... vs..." Aslinda sadece yazi isleri müdürüm ile benim disimda kimselerin bilmedigi ve üzerinden 30 yil 6 ay geçen bu, "basini kendi emelleri dogrultusunda kullanmaya kalkisma(!)" eylemimi bugün hatirlamamin tek bir nedeni var tabii. Evet kimseler bilmiyor. Ama Allah biliyor ya! Ve yine Allah biliyor ki, bugün çok keyifliyim. Çünkü 35 yildir konusup, gösterip, söyleyip, anlattiktan sonra bugün de yazmaya basliyorum... Sayfama kavustum, lafi uzatmayalim. Bu ilk yazimin söyle, ney ve yayli tambur esliginde, davudi bir sesle okunmasi halinde, bir salon dolusu seyirciyi duygulandiracak kadar "patetik" oldugunu ben de simdi farkettim. Ama... Allah’in bildigini kuldan saklamaya kalkarsaniz, sonuçta bir kul olan sizden de, gün gelir birilerinin birçok seyi saklayacagini düsündügümü ve kalemimi de, mikrofon ve kamera gibi kullanacagimi bilesiniz istedim.Tekrar merhaba.
BARIS MANCO`NUN BUGÜNE KADAR YAPTIGI SÖYLESILERDEN KISA NOTLAR
‘‘Ülkemizdeki söhret meselesine gelince... Amerikali bir meslektasimin lafini çok tutmustum. 2000'li yillarda herkes meshur olacak ama sadece 15 dakika için...’’
‘‘Ben gerçek bir rocker'im. Belki kimse farketmiyor ama hayatimi hep rock felsefesine göre yasadim. Çok gezdim, çok gördüm ve gördüklerim sayesinde bilgimi arttirdim... Hep sordum, sorguladim...’’
‘‘Biz evde Lale'ye çocuklarla birlikte anne deriz... Çünkü o ben dahil hepimizin annesi... Ona çok sey borçuluyum’’.
‘‘Ben hiçbir zaman Japonya'da yasamak istedigimi söylemedim. Bu çok komik...Evet bana pek çok olanak sunuldu ama ben ülkemi seviyorum ve buradan ayrilmayi da düsünmüyorum...’’
‘‘Yasantimizin her dakikasi programlidir. Baska türlü bu tempoya ayak uydurmak mümkün degil... Çalismayi seviyorum, bu yasam tarzimi da. Tek programlayamayacagimiz sey ölümdür..’’
‘‘Siyaset girmem hayattaki en büyük hatamdi. Ama uçurumun kenarindan döndüm. Baktim ki oradaki sartlar bana ve sagligima zarar verecek vazgeçtim. Ama bana uzun bir rahatsizlik süresine mal oldu...’’